her şey normal.

Kaç kişi tam manasıyla memnun hayatından?Kaçımız ”işte bu” diyebiliyor düşünmeden? Diyemez,diyemeyiz.İnsan bu kuş misali diye boşuna dememişler zamanında çünkü insan bu kuş misali…Mutlulukla kanat çırparken birden yağmur yağınca hüzünlenebiliyor.Bir şarkı mesela dindiriyor tüm mutsuzluğunu bir dize belki …

Seviyoruz ama yaşamı yine de ölesiye, uğrunda birini öldüresiye…Sevmek birini deli gibi yaşamı da sevdiren belki de kim bilir.Belki de sonbaharı seviyorsundur mesela.Sonbahar yaprağı sarısı olmuş kiminin kalbinin içi, kimininki narı kıskandıran güzellikte kırmızı.Mevzu dert ya da dertlere derman olabilmek mi?Sanmıyorum. Çünkü bazen üzgün olmak için ne derde ne gama ihtiyaç duyuyor insan..Üzgün oluveriyor işte hüzün peyda oluyor birden yüreğinde .Değişik öyle değil mi?

Sütten ağız dolusu yanıp da yoğurda hasret biriktiriyoruz çoğu zaman.Gökten üç elma düşüyor ya neden dört değil oluyor derdimiz.Açgözlüyüz,doymuyoruz.Sevmeyi,sevilmeyi bilmiyoruz.İyi insan olmayı,iyi yaşamayı zaten bilmiyoruz.Kısaca böyleyiz işte son derece karmaşıkken sadece ”böyleyiz”…

Griler her daim olacak elbet,mühim olan onu kırmızı yapmaya yetecek bilek.Nerde o delikanlılar diyeceksiniz belki doğrusu ben de soruyorum ara ara fakat buldum cevabı o bilek de delikanlı da biziz,içimiz,düşüncelerimiz belki yarım kalmışlıklarımız belki de geç kalınmışlıklarımız ama biziz işte değişmeyen ve tek şey biz…